Evlenmiş (olan).
Ev gereçlerinin tümü.
Erimiş, süzülmüş.
Evlik, ev yeri.
Etraflıca incelemek, inceden inceye takip etmek.
Birine bela kesilmek, musallat olmak.
Ailesinden çok başkalarına yardım eden; ele şirin görünmeye çalışan.
Ekim işiyle uğraşma, çiftçilik.
1. Ebeye ihtiyaç duymak, 2. Durumu kötü ya da acil olmak.