Söz tutan, uyumlu, söze gelen.
Yıkanırken, lifi sabunla köpürterek sürünüp yıkanmak.
Kalıcı hastalık kapmak, hastalanmak. “Dert dutasıca.” (ilenç); Derdi tutmuş. (Sara nöbeti gelmesi hali.)
Başına bir bela, sıkıntı gelmek.
Yatak, yorgan gibi eşyayı sarıp bağlayarak yük, balya haline getirmek.
Oda, evin bir köşesi.
Endişelenmek, huzursuz olmak.
1. Dağlamak. 2. Gönlü üzgün olmak, yakınmak, ağlamak. “Erkegine dağ ediyir.”
Başarı, istikrar, huzur.
Birine rica için evine gitmek, hatırını sayıp odasına varmak.
Yeni doğmuş çocuk, bebek.
Gebe olmak.